Aranızda John Donne’ın meşhur “No man is an island” sözünü duymuş olanlar vardır. Bu sözü, “insanlar yaşamak için birbirlerine muhtaçtır” şeklinde yorumlayabiliriz. Toplumdaki ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak, toplumun tüm üyeleri için belki de temel bir sorumluluktur. Kişiler ve şirketler genellikle bu konuda üstlerine düşeni yaparken ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi taahhüt eden 

ve diğer kuruluşlara doğrudan para yardımı yaparlar.

Hayırseverlik adı altında faaliyet gösteren 

sayısında belirgin bir artış olmasına rağmen, 2020 yılından bu yana 

 Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 pandemisinin yol açtığı aksamalar ve zorluklar nedeniyle birçok kişi, işleri yolunda gitmeyenlere yardım etme konusunda son derece istekli olmaya devam ederken, toplumda yeni bir bağış türünün de ortaya çıktığına şahit oluyoruz.

Son zamanlarda, bağışta bulunmanın çok daha güvenli ve şeffaf bir yöntemini sunan kripto para bağışları konsepti gittikçe popüler hâle gelmeye başladı. Kripto bağışları, kripto dünyasının gerek acemileri gerekse uzmanlarından büyük bir ilgi görmüş durumda. Yine de birçok kişi sürecin nasıl işlediğinden tam olarak emin olamıyor. Kripto bağışları konusunda bilmeniz gereken her şeyi bu makalede sizler için derledik.

Kripto para birimi, kod tarafından üretilen ve genellikle 

yapıda bir düzenleyici kuruluş tarafından işletilen dijital bir para birimidir. Günümüzde birçok kripto para birimi var. En popüler olanların 

Kripto bağışları, fonların borsalardan veya 

gibi) yararlanıcı tarafa (genellikle bir STK) transfer edilmesi sürecini içerir.

Vergi mükellefinin kriptoyu satması ve sattıktan sonra vergi sonrası nakdi bağışlaması durumunda, bağışta bulunan hayırseverin kriptoyu elinde tuttuğu süreye bağlı olarak sermaye kazançları, kısa veya uzun vadeli sermaye kazançları vergisine tabi olacaktır. Varlığı en az bir yıl süreyle ellerinde bulundurmuşlarsa, vergilendirilebilir gelirin tutarına göre %0, %15 veya %20 oranında 

oranları uygulanacaktır. Kısa vadeli sermaye kazançları sıradan bir gelir olarak sınıflandırılır ve %10 ila %37 arasında vergiye tabi olur.

Kripto Bağışlarında İşleyiş Nasıldır?

Kripto kullanarak bağış yapma, kişiler ve kuruluşlar arasında gittikçe popüler bir hâle gelmeye başladı bile. 

 gibi dünya çapındaki en çok öne çıkan hayır kuruluşlarından bazıları artık kripto bağışlarını kabul ediyor. 

Ancak hayır kuruluşlarının birçoğu, dijital cüzdan kurulumu sürecindeki teknik işlemler nedeniyle doğrudan kripto bağışları kabul edemiyorlar. Bunun yerine, üçüncü taraf işleyici veya bağışta bulunanların tavsiye ettikleri fonlar aracılığıyla kripto bağışlarını kabul edebiliyorlar.

 gibi üçüncü taraf işleyiciler, bağışta bulunulan kripto parayı hayır kuruluşları adına nakde çevirerek kripto bağışlarını mümkün kılıyorlar. Bu işleyiciler, sundukları hizmet karşılığında düşük tutarda bir işlem ücreti (genellikle %1) alırlar.

501(C)(3) statüsünde halka açık hayır kurumları niteliği taşıyan, bağışta bulunanların tavsiye ettikleri fonlar da kripto bağışlarının kabul edilmesi sürecinde vergi konusunda verimliliğe sahip bir çözüm sunuyor. Nakit olmayan varlıkların değerlendirilmesi, alınması, işlenmesi ve likit hâle getirilmesi konusunda kaynaklara ve uzmanlığa sahip olduklarından, kripto bağışlarında yardımcı olabilirler.

Örneğin, Center for Excellence in Education (

), 501(c)(3) statüsünde bir hayır kuruluşudur ve lise öğrencileri ile öğretmenlerinin bilim ve matematik etkinliklerine sponsor olur. Bu hayır kuruluşu, kısa zaman önce Crypto for Charity aracılığıyla Bitcoin cinsinden bağış ve diğer kripto paralar cinsinden yardım kabul etmeye başladı.

, 2018 yılından beri doğrudan, topluluk tabanlı kripto bağışlarını kabul ederek yoksulluğun azaltılması konusunda çalışmalarını sürdürüyor. 

, 2019 yılına gelindiğinde, belirlenmiş bir 

 aracılığıyla kripto bulunduran ve kripto işlemleri yapan ilk BM Kuruluşu oldu.

Dünya üzerindeki herhangi bir ülkeden yüksek komisyonlar ödemeden hızlı ve anonim olarak kripto para birimi bağışlayabilme özelliği, kripto bağışlarını daha kolay, daha verimli ve daha adil hâle getiren benzersiz bir teknolojik yeniliktir.

Hangi Kripto Para Birimleri Cinsinden Bağış Yapabilirim?

Bağış kapsamında en yaygın kullanılan kripto para birimi Bitcoin olsa da çeşitli kuruluşlar Ether, 

 cinsinden de yardım kabul etmeye istekli görünüyor.

 bertaraf etmenin yollarını arayan bazı kuruluşlar, USDC (tamamen 

cinsinden bağış almaya da sıcak bakıyor.

1. 501(c)(3) Statüsünde Bir Aracı Üzerinden

 (DAF) aracılığıyla kripto kabul etmek, kâr amacı gütmeyen kuruluşları alınan kriptoyu emanet olarak tutmaktan muaf tutar. Bu durum, süreçle ilgili yasal durumları, muhasebe konularını ve yönetimsel süreçleri büyük ölçüde basitleştirir. Kur dönüştürme süreci ve vergi geliri süreçleriyle aracılar ilgilenir. Bu süreçlerin tamamlanmasının ardından bağışlanan tutarı nakit olarak hayır kurumuna aktarırlar.

Kripto paraları ilgilendiren düzenlemeler sürekli olarak değişim gösterdiğinden, değişikliklere ayak uydurmaya çalışmak istemeyen ancak hayırseverlere kripto para birimi cinsinden bağışta bulunabilme seçeneği sunmak isteyen kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için en uygun çözüm bir aracı kullanmak olacaktır.

2. Kâr Amacı Gütmeyen Uzman Kripto İşleyiciler Üzerinden

gibi ödeme hizmeti şirketleri, kâr amacı gütmeyen şirketlerin kripto bağışlarını kendi cüzdanlarına kabul etmelerine yardımcı oluyor. Bu tür şirketler, otomatik olarak nakde dönüştürme ve vergi süreçlerinin yönetilmesi dâhil olmak üzere sürecin işlemle ilgili boyutlarını hizmet ücreti karşılığında ele alıyor. Ayrıca, kripto topluluğuna yönelik pazarlama kampanyalarının oluşturulmasına da yardımcı oluyorlar.

Kâr amacı gütmeyen kuruluş kriptoyu emanet olarak aldığında, IRS düzenlemelerine uygunluk ile muhasebe konularında en iyi uygulamaların ele alınmasında yardıma ihtiyaç duyacak. Söz konusu kuruluşun kriptoyu bir yatırım aracı olarak tutmaya karar vermesi durumunda ise varlıkta yaşanması olası dalgalanmaları göz önünde bulundurmaları ve likidasyona ilişkin politikalar belirlemeleri gerekecek.

Bu yaklaşım, kriptoyu varlıkları içerisinde merkezi bir konuma taşımak isteyen ve otomatik alım imkânı sunan bütünleşik bağış widget’ı tasarlamanın yollarını arayan, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için idealdir.

3. Kripto Borsalarının Ödeme Sistemleri Üzerinden

gibi borsalar, son derece düşük ücretlerle kriptoyu otomatik olarak nakde çeviren, siteye eklenebilir ödeme sistemi seçenekleri sunuyor. Ancak bu seçenekler, bağışlar düşünülerek geliştirilen çözümler olmadığı için genel müşteri deneyimi sunuyor. Bu nedenle kâr amacı gütmeyen kuruluşların, bağış desteği, bağışçı bilgileri ve vergi gelirlerinin toplanmasıyla kendilerinin ilgilenmeleri gerekiyor.

Bu seçenek, son derece düşük ücretlerle eklenebilir bir widget arayışında olan ve sürecin yönetimsel ve operasyonel boyutlarını yönetmekle kendileri ilgilenmeyi sorun etmeyen kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için idealdir.

, kullanıcıların kripto coinleri göndermelerini, almalarını ve saklamalarını sağlar. Tercih edilebilecek birçok cüzdan türü bulunur. Bunların arasında donanım veya yazılım cüzdanları ile custodial veya 

Bu yaklaşımdaki en önemli faktör, cüzdandaki önemli bilgilere erişimin güvenli bir biçimde saklanmasıdır. İşlemlerle ilgili gerçek bağışçı bilgisi olmayacağından, işlemlere ait kayıtların net bir biçimde tutulması da gerekiyor.

Kripto Bağışlarını Kabul Eden 5 Kuruluş

Neredeyse her ülkede varlık gösteren uluslararası 

ağı, dünyanın en büyük insani yardım ağıdır. 

 faaliyetlerinin merkezinde tek bir amaç bulunur: Çatışmalar, doğal afetler veya insanların neden olduğu felaketler veya kronik yoksulluk sonucu ortaya çıkan koşullardan zarar görenlere ayrım gözetmeden yardım etmek. 

aracılığıyla Bitcoin. (Editörün notu: BitPay, bağışlar için bir dönüştürme ücreti alabilir).

2. Human Rights Foundation (İnsan Hakları Vakfı)

 (HRF), özellikle kapalı toplumlarda olmak üzere dünyanın her yerinde insan haklarını koruyan ve insan haklarının savunuculuğunu yapan tarafsız, kâr amacı gütmeyen bir kuruluştur. HRF’nin misyonu, özgürlüğün dünyanın dört bir yanında korunmasını ve teşvik edilmesini sağlamaktır. İnsan haklarını savunmak ve liberal demokrasiyi desteklemek için insanları bir araya getirir.

3. Rainforest Foundation (Yağmur Ormanları Vakfı)

, yerlilerin araziler üzerindeki haklarını güvence altına almalarına yardımcı oluyor. 

, yerlilerin arazi güvenliğini güçlendiriyor ve ormanlarını korumalarını sağlamak için toplulukları teknolojinin kullanımı konusunda eğitiyor. Doğrudan yatırımlar sayesinde, atalarından kalan arazileri korumaya odaklanan kişilerin yağmur ormanlarını korumalarını sağlamak amacıyla araçlara, eğitimlere ve kaynaklara ulaşmalarını mümkün kılıyor. 

, 501(c)(3) statüsünde kâr amacı gütmeyen bir kuruluştur ve Sahra Altı Afrika bölgesindeki topluluklar için güvenilir su projelerini destekleyerek insanlığın potansiyelini ortaya çıkarır. Proje, temiz su ve düzgün sanitasyon eksikliğinden olumsuz etkilenen insanlara yardım etmeyi amaçlıyor. 

 Bitcoin, Bitcoin Cash, Ether, Litecoin ve 

 (EFF) politika analizi, halka dayalı aktivizm, olumsuz etkilerin çözümlenmesi ve teknolojik gelişmeler sayesinde ifade özgürlüğünü, kullanıcı gizliliğini ve inovasyonu savunmak amacıyla 1990 yılında faaliyetlerine başladı. Günümüz toplumunda teknolojik ortamda yaşanan dolandırıcılık faaliyetlerinin yaygınlaşmasıyla EFF, kullanıcıların haklarının ve özgürlüklerinin geliştirilmesini ve korunmasını sağlamak için çalışmalar yürütüyor. 

Kabul edilen kripto para birimleri: Bitcoin, Bitcoin Cash ve Ether

Kripto para kullanarak bağış yapmak oldukça basittir. Desteklemek istediğiniz kuruluşu belirlemeniz, kabul ettikleri kripto para birimlerini öğrenmeniz yeterli. Geriye sadece fonlarınızı kolayca ve güvenli bir biçimde bağışlaması kalıyor. 

Ancak bağışta bulunmak istediğiniz her türlü kuruluşla ilgili her zaman kendi araştırmanızı yapmanız gerektiğini de hatırlatmak isteriz. Kripto para işlemleri ne kadar güvenli görünse de ellerine geçebilecek her türlü fırsatı kullanmaktan çekinmeyen dolandırıcıların varlığı nedeniyle tehlike her zaman bir köşede (bu durumda, İnternetin her yerinde) bekliyor. Seçtiğiniz kuruluşun güvenilirliğinden kesin olarak emin olduktan sonra, kripto bağışları insanların yaşamlarında olumlu bir değişikliği mümkün kılmanın muhteşem bir yolu.

Beginner

Crypto_Donations_How_They_Work_1600x900.jpg

Kripto Bağışları: Nasıl İşliyor?

Moonriver Nedir? Nasıl çalışır? Giderek daha fazla insan ağı ve özelliklerini keşfetmeye çalıştığından bu ve benzeri sorular yaygınlaşmaya başladı. Kimileri blok zincirinin desteklediği uygulamaları veya NFT'leri keşfettikleri için Moonriver'dan haberdarlar. Bu makale, ağın nasıl çalıştığı da dâhil olmak üzere Moonriver hakkında sık sorulan soruların yanıtlarını sunuyor. Bu yazıda Moonriver'ın potansiyeli hakkında daha fazla bilgi edinmekle kalmayacaksınız, aynı zamanda MOVR token dağıtımının bir dökümünü elde edecek, diğer parachain’ler (paralel zincirler) hakkında karşılaştırmalı bilgileri keşfedecek ve geleceğe yönelik tahminleri okuyacaksınız.

Moonriver hakkında bu önemli bilgileri öğrenmek MOVR token’lerinin ve Moonriver'ın uzun vadede iyi bir yatırım olup olmadığına karar vermenizi kolaylaştıracaktır.

Kusama ağı üzerinde bir parachain olan Moonriver, kripto projelerinin çok zincirli bir tasarımla erişimlerini genişletmelerini amaçlar. Moonriver parachain’i, Ethereum geliştirici ağı ve araçlarıyla ile uyumludur. 

Moonriver, Moonbeam Foundation tarafından geliştirilmiştir, PureStake ise Moonbeam Foundation'ın arkasındaki şirkettir. 

 ağındaki bir parachain, özelleştirilmiş bir blok zinciridir ve işlem ödemelerini, mutabakat mekanizmasını ve güvenliği yöneten Düzenleyici Zincire (Relay Chain) bağlıdır. Parachain bağlı olduğundan Kusama'nın, Düzenleyici Zincir aracılığıyla sağladığı avantajları paylaşır. Moonriver'ın çeşitli amaçlarla dağıttığı MOVR adlı bir kripto para birimi vardır. Moonriver parachain, bir akıllı sözleşme platformu işlevi görür ve geliştiricilerin Ethereum 

nı, yeniden yapılandırmadan veya yeniden yazmadan, daha az uyuşmazlıkla Karura’ya taşımalarını sağlar. Moonbeam Foundation ayrıca 2021 yılında Polkadot sistemi üzerinde başlattığı, Kusama'ya benzer bir platform oluşturdu. İki zincir birlikte “DotSama” olarak adlandırılıyor. Moonriver parachain, Moonbeam’in kanarya ağıdır. Geliştiriciler, kodu önce Moonriver'da test ederek doğrulayabilir ve daha sonra Moonbeam’e yeniden dağıtabilir.

Moonriver'ın Potensiyeli Üzerine Genel Bilgiler

Başka Kusama parachain’leri de mevcutken Moonriver'ı özel yapan nedir? Muazzam

bir potansiyele sahip olmasının bir kaç nedeni var:

Yukarıdakilerin yanı sıra topluluğun büyümesi de Moonriver'ın potansiyelini gözler önüne sermektedir. Büyüyen bir topluluk özellikle TVL'lerini artırmak isteyen projeler için caziptir. Moonbeam’in kitle kredisi yaklaşık 200.000 katılımcı ile 35 milyon $ değerinde DOT desteği aldı. Tüm bu faktörlerden dolayı Moonriver, Kusama projeleri için en iyi seçimdir. Moonriver, Kusama'nın güvenlik avantajlarını sağlıyor ve geliştiriciler de onun tanıdık yürütme ortamından (EE) yararlanıyor.

Her iki proje de Polkadot blok zincirine yenilik getirmek ve katılımı artırmak için tasarlanmıştır. Peki Moonriver'ı Moonbeam'den ayıran nedir? Moonriver, Kusama'da çalışan teşviklere sahip bir testnet’tir. Moonbeam ise Polkadot'ta çalışan bir mainnet’tir. Geliştiriciler protokolleri dağıtmadan önce onları Moonriver üzerinde oluşturabilir, test edebilir ve değiştirebilir. Kusama parachain’leri her zaman kararlı olmadığından bu büyük bir avantajdır.

 idi ve topluluk, onun mainnet için çok önemli olduğuna karar verdikten sonra ona "parachain" unvanını verdi. Moonbeam, Polkadot'un güvenliğine sahip olduğundan, özellikle geliştiriciler için cazip olan bazı güvenlik avantajları sunar. Fakat yönetişim mekanizması Moonriver'ın sisteminden daha yavaştır. Örneğin, Moonriver için oylama süreleri genellikle yaklaşık beş gündür ve staking genellikle birkaç saatten kısa sürer. Fakat Moonbeam için normal oylama süresi genellikle iki haftadır. Üstün performansının yanı sıra topluluğu ve hızı Moonriver'ı birçok proje için en iyi seçim hâline getirdi.

MOVR token’leri Moonriver’ın hizmet token’leridr. Moonriver merkeziyetsiz bir platform olduğundan çalışmaya devam etmek için bu token’lere ihtiyaç duyar. MOVR token’lerinin kullanımlarından bazıları şunlardır:

Moonriver için yıllık enflasyon oranı %5'tir ve MOVR token arzı sınırsızdır. Enflasyon, parachain'in devam eden güvenlik ihtiyaçları için ödemelere yardımcı olur. MOVR token enflasyon yüzdesinde, arzın %1,5'i, parachain açık artırma rezervine giden birikmiş fonlar aracılığıyla sürekli bir parachain slot’u (yuva) elde etmek içindir. Enflasyonun %1'lik kısmı da toplayıcı teşvikleri içindir. Enflasyonun %2,5'i ise MOVR token’leri stake eden ve toplayıcı seçimini kolaylaştıran kullanıcılar

Ağın başlatıldığı sırada dolaşımda 10 milyon Moonriver kripto token’i vardı. MOVR token’lerinden bazıları, Moonriver'ı Kusama ağında aktif tutmak için rezerv edilmiştir. Moonriver kripto token’lerinin yaratıcısı PureStake, hiç token’e sahip değildir. Moonriver, lansmanında aşağıdaki MOVR token dağıtımı dökümünü sunmuştu:

MOVR token dağıtımı elde etmek için katkıda bulunanların, MOVR token kitle kredisi payına sahip olması gerekliydi. Topluluk teşvikleri ve parachain slot rezervi için, stratejik program ödülleri, likidite teşvikleri, Kusama ağı slot kiralamaları vb amaçlarla Moonriver kripto token’leri yetkilendirilir. Uzun vadede ağın benimsenmesi ve yönetimine ilişkin olarak Moonbeam Vakfı ekosistem geliştirme, imtiyazlar ve diğer ihtiyaçlar için MOVR token’lerini dağıtır. Geliştirici benimseme programı için MOVR token’i arzı, kısa vadedeki platform veya proje benimseme ihtiyaçlarını karşılayan fonları kapsar.

MOVR token’i hazinesi, zincir-içi yönetilen fonları kapsar ve harcamalara yalnızca zincir-içi yönetişimle izin verilir. Sonuç olarak MOVR token rezervinin amacı, Kusama ağındaki parachain slot’unun kesintisiz bir şekilde güvenliğini sağlamaya yeterli varlığın korunmasıdır.

Moonriver'ın iyi bir yatırım olup olmadığına karar vermek için bu blog sayfasında önceden değinilen hususların değerlendirilmesinin yanı sıra Moonriver’ın yol haritasının anlaşılması yararlı olacaktır. Mevcut Moonriver yol haritasındaki önemli noktalar şunlardır:

Moonriver’in gelecek planları neler? Topluluk geliştirme ve birlikte çalışabilirlik Moonriver’ın başlıca odak noktalarından ikisidir. Ekip için ortaklıklar ve entegrasyonlar yoluyla hem Moonriver hem de Moonbeam ekosistemlerini büyütmek önemli. Birlikte çalışabilirlik sayesinde, 

Uzmanların Moonriver'ın gelecekte büyüme potansiyeline sahip olduğunu söylemesinin nedenlerinden bazıları merkeziyetsizliğe, olumlu yönetişime ve kullanıcılara sunduğu diğer avantajlara odaklanmasıdır. Token’ler proje sahipleri arasında dağıtılmadığı veya diğer bazı akıllı sözleşme kripto token’lerinin satıldığı gibi satılmadığı için Moonriver daha fazla ilgi ve saygı kazandı. Ağ, çok çeşitli uygulamalar içeren sağlıklı bir ekosisteme sahip ve bu da hâlihazırda hızlı bir şekilde büyümekte olduğunu gösteriyor. Ayrıca yol haritası ve son geliştirmeler de

lansmanından bu yana etkileyici bir büyüme kaydettiğini gösteriyor.

Moonriver'ın piyasa değeri ve DApp dağıtım oranlarının istikrarlı bir şekilde artmaya devam ettiğini varsayarsak, önümüzdeki birkaç yıl için MOVR fiyat tahminleri iyimser. Tahmini fiyatlar minimum, ortalama ve maksimum seviyeleri içermekte ve benzer Katman 1 akıllı sözleşme blok zincirlerinin fiyatlarına dayanmaktadır. 

, 2022 için MOVR fiyatının minimum 82,96 $ ve maksimum 95,47 $ olacağını öngörmektedir. 2022 için MOVR’nin öngörülen ortalama fiyatı 88,36 $'dır. 2022’nin ortalama fiyat tahmini 99,00 $’dır. 2023 için tahminler, MOVR'nin minimum 89,84 $ ve maksimum 108,66 $'a ulaşacağına işaret ediyor. 2024 yılı için fiyatının minimum 82,71 $ olması tahmin ediliyor. Ayrıca, öngörülen ortalama fiyatı 106,57 $ iken maksimum fiyat tahmini 126,42 $. Son olarak, 2025 yılı için MOVR’nin öngörülen ortalama fiyatı 127,19 $. 2025'te MOVR için minimum fiyat tahmini 117,27$ iken maksimum fiyat tahmini 150,03 $'dır.

Moonriver kripto para birimi ile alım-satım işlemi yapılacak en düşük fiyatı belirlemek zordur. Bunun bir finansal tavsiye olmadığını unutmayın. Veriler dalgalandığından, yatırım yapmadan önce ilave araştırma yapmanız faydalı olacaktır. MOVR token’leri satın almak için yatırımcıların, herhangi bir kripto borsa platformunda MOVR satın almak amacıyla işlem çifti olarak kullanılabilecek majör bir kripto para birimine sahip olmaları gerekir.

 ve diğer projeler Moonriver kullanmaya devam ettiği için proje uzun vadede iyi bir kazanç potansiyeline işaret etmektedir. Parachain'in verimli tasarımı ve özellikleri daha fazla büyüme potansiyeline katkıda bulunmaktadır. Sunduğu birçok avantaj sayesinde Moonriver'ın DotSama'da zorlu bir rakip olmaya devam etmesi muhtemel. Potansiyel yatırımcılar için bu olumlu değerlendirmelerin hepsi iyi haberlerdir.

Intermediate

What_Is_Moonriver_(MOVR)_DotSama’s_Undervalued_Ethereum-Compatible_Blockchain_1600x900.jpeg

Moonriver (MOVR) Nedir: DotSama'nın Değeri Bilinmeyen Ethereum Uyumlu Blok Zinciri

SHIB : The Metaverse duyurusunun yarattığı büyük ilgi sayesinde Shiba Inu tokeni kısa süre önce tek bir işlem oturumunda yaklaşık %48 artış gösterdi. Sunduğu potansiyel göz önünde bulundurulduğunda Shiba Inu Metaverse'ünün yatırımcılardan olumlu tepki alması zaten bekleniyordu. Bu sanal dünyada bir arazi parçası, potansiyel olarak gerçek dünyadan çok daha yüksek getiri sağlayabilir.

Son zamanlarda Shiba Inu haberlerini takip etmediyseniz, nasıl sanal arazi satın alınacağı ve kullanıcıların böyle bir metaverse yatırımından neler bekleyebilecekleri de dâhil SHIB : The Metaverse hakkında bilmeniz gereken her şeyin bir özetini bu makalede size sunuyoruz.

 tokeni ile desteklenen bir sanal dünyadır. Projede yer alan sanal gayrimenkuller, katılımcıların pasif gelir, ödüller ve başka parasal avantajlar elde etmelerini sağlar.

Baş geliştirici Eric M'ye göre Shiba Inu metaverse’ü, tüm Shib Army topluluğunun tokenler, oyunlar ve ekosistemle ilişkili çok daha fazla öge ve özellikle bütünleşmesini sağlayacak. Yakında kullanıma sunulacak olan metaverse'ün adı ile ilgili başlangıçta bazı spekülasyonlar vardı ve kimileri Shiba Inu metaverse olmasını bekliyordu. Fakat ekip kısa bir süre önce metaverse’ün adının SHIB : The Metaverse olduğunu onayladı.

Proje oldukça iyi gidiyor ve ilk arsa satışı çok yakında gerçekleşecek. SHIB : The Metaverse, üç farklı etapta kademeli olarak sunulacak toplam 100.595 arsa arz edecek. İlk iki etapta sunulacak arsalar, 

 (NFT) sahipleri için ayrıldı. Son etapta, herhangi bir önemli kısıtlama olmaksızın herkes arsa satın alabilecek.

SHIB : The Metaverse haritası, Shiba ile ilişkili sokak isimleri ile dolu. Tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi özel yerleşim bölgeleri ve önemli araziler mevcut. Ayrıca arazi sahipleri SHIB : The Metaverse arazilerini kâr amacıyla satabilir, yatırımlarını yönetebilir ve dijital deneyimler oluşturabilir. Önemli bir geliştirme alanında bir arsa, sahibine ilave fırsatlar da sunabilir.

SHIB : The Metaverse’ün geleceğinin doğrudan Shiba Inu ekosistemiyle bağlantılı olduğunun anlaşılması önemlidir.

Ekosistemin merkezinde SHIB tokeni yer alır. SHIB, ismini popüler Japon av köpeği cinsinden alan Ethereum tabanlı bir altcoin’dir. Token, piyasa değeri sıralamasında 

 kripto para birimi arasında yer almaktadır. İlginizi çekiyorsa büyük kripto borsalarından herhangi birinde SHIB’e bir göz atabilirsiniz. Ayrıca spekülatif amaçlarla ve pasif gelir elde etmek için yatırım aracı olarak da kullanılır.

LEASH ve BONE, Shiba Inu ekosisteminde SHIB'in yanı sıra kullanılan diğer iki tokendir.

Kripto çevrelerinin yoğun ilgisiyle yönlendirilen diğer kripto para birimlerinin aksine Shiba Inu ekosistemi, NFT'ler, bir inkübatör (iş geliştirme) merkezi ve bir DeFi (merkeziyetsiz finans) platformunu da içeren hizmet odaklı bir ekosistemdir.

, 10.000 benzersiz NFT'den oluşan NFT koleksiyonudur. Kullanıcılar, bir DeFi kripto para işlem hizmet platformu olan 

 SHIBOSHI'leri satın alabilir, SHIBOSHI’ler ile alım-satım işlemi yapabilir ve SHIBOSHI’ler oluşturabilir. NFT'ler dijital sanat, fotoğrafçılık ve resim sanatını onurlandırırken, Shiba Inu iş geliştirme merkezi, ekosistem için yaratıcı projeleri desteklemenin ilave yollarını keşfetmeyi amaçlamaktadır.

Artık Shiba Inu ekosistemi hakkında fikir edindiğinize göre, gelin şimdi SHIB metaverse'ünde nasıl arazi satın alabileceğinizden bahsedelim.

Bir SHIB : THE Metaverse Arazisini Nasıl Satın Alabilirsiniz?

Son Shiba Inu haberine göre SHIB : The Metaverse'de satışa sunulan toplam 100.595 sanal arsa bulunuyor. Satış sürecini olabildiğince adil bir şekilde yürütmek ve botları engelleyebilmek için arsa satışı üç farklı etapta gerçekleşecek.

İlk etapta ekip 36.431 arsa sunacak ancak bunlardan yalnızca 32.124'ü satışa çıkarılacak. Nezaket gereği öncelik LEASH token veya Shiba Inu NFT’si sahiplerine verilecek. LEASE ve Shiba Inu NFT’si sahiplerine erkenden erişim hakkı verilmesine karşın bu varlıklar işlemlerde kullanılmayacak. Bunun yerine SHIB : The Metaverse'deki satış işlemleri, Ethereum'un yerel kripto para birimi olan ETH kullanılarak gerçekleştirilecek.

SHIB : The Metaverse'deki bir arsaya ödeyeceğiniz fiyatı arsanın yeri belirleyecek. Bundan dolayı bu 32.124 arsa, algılanan değerlerine göre dört kademeye ayrılmaktadır. Taban fiyatların dökümü şu şekilde:

Herkese eşit fırsat sunmak için her arsa teklif usulü ile satılacak. Birden fazla kişinin aynı arsayı satın almakla ilgilenmesi hâlinde, en yüksek teklifi veren kişi kazanacak.

Teklif verme süresi 72 saat olacak. 72 saatlik sürenin sona ermesinden sonra en yüksek teklifi veren kişi, arsanın mülkiyet haklarına sahip olacak. Fakat her arsanın, arsanın satın alınabileceği minimum tutarda bir başlangıç ​​teklifi olacağını unutmayın.

En önemlisi SHIB : The Metaverse teklif verme sistemini sadece ilk etapta kullanacak. Sonraki etaplar sanal araziler için sabit bir fiyat sunacak.

Teklif sistemi, SHIB : The Metaverse’deki sanal arazilere olan piyasa talebi konusunda fikir edinmek için sunuluyor. Bundan ve teklif sistemi üzerinden satılan arsaların fiyatlarından yola çıkarak geliştiriciler, kalan iki etapta satılacak arsaların sabit fiyatını belirleyecek.

, LEASH ve Shiba Inu NFT’si sahipleri, bir kez daha arazi satın alma şansı elde edecek. İkinci etap da aynı protokolleri izleyecek. Ancak bu defa satışlar teklif usulüyle gerçekleşmeyecek. Her sanal arsa önceden belirlenmiş sabit bir fiyattan satılacak. Bu etap ilk etap sona erdikten hemen sonra başlayacak ve yedi gün sürecek. Bu, ilk etabı kaçırmış LEASH ve Shiba Inu NFT’si sahiplerine SHIB : The Metaverse’de bir arsa satın alma şansı sunacak.

Üçüncü ve son etap olan halka açık satış etkinliği ikinci etap sona erdikten hemen sonra başlayacak ve 10 gün sürecek. Bu etkinlik herkese açık gerçekleşecek. SHIB : The Metaverse arsası satın almak için LEASH token veya NFT sahibi olmak gerekli olmayacak. Benzer şekilde, her arsa herhangi bir teklif sistemi olmadan mevcut piyasa fiyatından satılacak.

Ana etkinliğe katılmak ve son Shiba Inu haberlerini almak için 

 resmî web sitesine kaydolun. İlk iki etapta, satış dönemleri boyunca LEASH veya SHIBOSHI NFT'lerinizi kilitlemelisiniz. Ayrıca arsalara teklif verebilmek için MetaMask cüzdanını kurup kullanmanız gerekiyor.

LEASH ve SHIBOSHI NFT’si Kilitleme Programı

Bu kilitleme programı SHIB : The Metaverse'e erkenden erişimi teşvik amacıyla oluşturulmuştur. Bu, satışları kolaylaştırmak amacıyla fiyat düşüşünü engelleyici bir mekanizma görevi görecek. Arsalara teklif vermeden önce, kimsenin satış etkinliğini tekeline almamasını sağlamak amacıyla katılımcıların LEASH ve SHIBOSHI NFT’lerini belirli bir süre boyunca kilitlemeleri gerekiyor. Web sitesinde, potansiyel yatırımcıların, kullanıcıların mint edebileceği maksimum arazi miktarını hesaplamasını sağlayan 

Kilitlenecek minimum miktar 0,2 LEASH veya 1 SHIBOSHI iken bir kullanıcının kilitleyebileceği maksimum miktar 5 LEASH veya 10 SHIBOSHI’dir. Varlıklara bağlı olarak kilitleme süresi, 45 ila 90 gün arasında değişebilir. Cüzdan başına maksimum mint etme miktarı 200 arsadır. Bir kimsenin bağımsız olarak hem LEASH hem de SHIBOSHI kullanıyor olması hâlinde, cüzdan başına maksimum mint etme tutarı 400 arsaya çıkar. Daha yüksek teklif vermeniz hâlinde kilitleme süresi otomatik olarak azalır.

Kilitli zamanını telafi etmek için sistem, etkinlikten elde edilen fonların %3'ünü varlıklarını kilitleyen veya teklif sürecine katılan tüm kullanıcılara dağıtacak.

Neyse ki sistem, arazi sahiplerinin gas ücretlerinden tasarruf etmelerini de sağlıyor. Birden fazla arsaya sahip olmanız hâlinde, ağ ücretlerinden kaçınmak için aynı anda birden fazla arsa mint edebilirsiniz. Dolayısıyla, ağ ücretlerinin ortalamanın altında olduğu doğru zamanı bekleyerek birden fazla araziyi mint etmeniz daha iyi olacaktır.

SHIB : The Metaverse Hakkında Başka Ne Biliyoruz?

Arka planda çok şey olmakta. SHIB : The Metaverse'ün ardındaki ekip, sanal dünyaya kesinlikle değer katacak özellikleri etkin olarak entegre ediyor. 

 gibi yeni uygulamalar, geliştirmeyi hızlandırmada önemli bir rol oynayacak. Önümüzdeki günlerde tanışacağımız 

 de yatırımcılara birçok yeni fırsat sunacak. Yatırımcılar geliştirme sonucunda oyun içi kaynaklar toplayacak, ödüller üretecek ve ek pasif gelir yaratacak, dolayısıyla sanal arazilerin değerinin önemli ölçüde artması bekleniyor. Yatırımcılara projelerini başlatabilecekleri ve yönetebilecekleri kişisel bir alan verecek ilave planlar da var.

Resmî blog sayfasındaki son habere göre Shiba Inu, SHIB : The Metaverse'e yatırım yapmanın karşılığını veriyor çünkü ekip 2022 yılı içinde, bir arsa sahibi olmanın ayrıcalıklarını daha da artıran birçok benzersiz özelliği de açıklayacak. Her şey plana uygun olarak giderse SHIB : The Metaverse'e erkenden erişim sağlayanların nispeten kısa bir süre içinde sanal arsalarının değerinde önemli bir artış yaşaması mümkün görünüyor.

Yatırım Yapmalı mıyım Yoksa Yapmamalı mıyım?

SHIB : The Metaverse'de arazi satın alarak ne kadar 

(yatırım getirisi) elde edeceğinizi ancak zaman gösterecektir. Fakat bireysel yatırımcılar ve kurumlar da benzer projelere sürekli olarak sermaye akıtmaktadır. Sonuç olarak SHIB : The Metaverse, potansiyel topluluktan büyük ilgi topladı.

Metaverse yatırımcısıysanız, SHIB : The Metaverse'ün kesinlikle ilk metaverse projesi olmadığını biliyorsunuzdur; bu alanda 

hâlihazırda oldukça başarılı. Yine de SHIB : The Metaverse'ün önümüzdeki rekabet dönemini atlatması için gerekli çekiş gücünü sağlayacağına inanmamız için bir çok neden var; projenin yerel tokeni SHIB'in yüksek piyasa değeri bunlardan yalnızca biri. Geçmişte SHIB, önemli duyuru dönemlerinde iyimser yatırımcılar için de olumlu olabilecek çok fazla oynaklık yarattı.

SHIB : The Metaverse’ün ardında onu destekleyen hareketli bir topluluk ve bir grup hevesli yatırımcı bulunuyor. Bu proje muhtemelen mevcut ekosistemi iyileştirirken geliştiricilerin yeni fikirler keşfetmesine de olanak tanıyacak. Projenin gelecekte kurucu üyelerine önemli getiriler sağlaması muhtemel.

what is shib the metaverse featured image

What_Is_SHIB_The_Metaverse_—_Unleashing_the_Shiba_Inu_Ecosystem_1600x900.jpg

Shiba Inu Ekosisteminin Metaverse’ü “SHIB : The Metaverse” Nedir?

Kripto para birimleri, kaynakların adil dağılımını teşvik etmek amacıyla tasarlanan merkeziyetsiz bir yapıyı benimser. 

Ancak kripto popülerlik kazandıkça ve ödüllerin potansiyeli iyiden iyiye arttıkça

 Dolayısıyla devasa hash gücüne sahip olan çiftlikler, kriptonun merkeziyetsizlik temellerini tehdit etmeye başladı. Örneğin, Çin’deki madencilik çiftliklerinin birinde yaşanan güç kesintisi nedeniyle Bitcoin ağında yaşanan ani düşüş, Bitcoin fiyatının sert bir biçimde çakılmasına neden olmuştu.

Bu durum, ASIC’e dirençli coin’lerin ortaya çıkmasına yol açtı. Protokol tarafından kullanılan algoritmanın GPU madenciliğine karşılık adil avantajlar sunmuyor olması nedeniyle, ASIC’e dirençli kripto para birimlerinde teknik anlamda coin kazımı yapılabilir. Ancak bu durum, finansal olarak uygulanabilir değildir. ASIC’e dirençli kripto paraları, sıradan bilgisayarların kullanılmasıyla katılımcılara daha adil dağıtılmış madencilik yetkinliği olarak yorumlayabiliriz. Sonuç olarak, madencilik kaynakları adil bir biçimde dağıtılırken, ağın da merkeziyetsiz olarak kalmaya devam etmesi sağlanır.

ASIC’e Dirençli Coin’ler Hangileridir?

Uygulamaya özel entegre devreler veya kısaca 

 tıp alanında, uydu sektöründe, Ar-Ge’de ve daha pek çok alanda belirli uygulama biçimlerine sahiptir. 

Kripto dünyasında “ASIC’e dirençli” terimi, 

 tarafından yapılan madencilik faaliyetlerine daha az duyarlı olan kripto coin’leri için kullanılır.

 Bu tür coin’ler, benzersiz madencilik algoritmalarına ve protokollerine sahiptir. Bu sayede madencilerin, belirli bir coin’i kazmak üzere ASIC’leri kullanmaları daha az teşvik edilir. İşte, ASIC’e dirençli terimi buradan gelir.

Ethereum, ASIC madenciliğinden caydırmak üzere tasarlanan kripto para birimlerine en güzel örneklerden biridir. Birileri coin’i kazmak için ASIC kullanmayı denese bile, gerek zaman gerekse maliyet bakımında genellikle son derece verimsiz bir sonuç elde eder.

ASIC’e dirençli coin’lerin merkeziyetsiz kripto ekosisteminin geleceği olma sebeplerine değinmeden önce merkeziyetsizlik için tehlike teşkil eden aracı, yani ASIC’i yakından tanıyarak başlayalım.

ASIC madencileri, kripto coin’lerini hızlı bir biçimde kazmak için tasarlanmış olan makinelerdir. ASIC madencileri, büyük miktarlarda kripto kazımı yapmak için ASIC’leri kullanırlar. Bu durum, 

kullanan diğer kullanıcılara karşı üstünlüğü ele geçirmelerine neden olur.

 ASIC’in devasa bilgi işlem gücü, potansiyelini kripto madenciliği alanında ortaya çıkarıyor.

Şirketler tarafından geliştirilen özel yazılım, kripto madenciliği gerçekleştirmek için kullanılıyor. Bu tür ürünleri kullanarak, ASIC’e dirençli olmayan Bitcoin gibi kriptoları kazmak mümkün.

Ancak ASIC madenciliği yapan makinelerin olumsuz yönleri yok değil. Öncelikle bu araçlar, özellikle ortalama bir madenci için inanılmaz pahalıya gelir. Diğer olumsuz yönlerinden biri de kripto algoritmalarında yapılabilecek değişikliklerin eski ASIC tasarımlarını tamamen ve bir anda “çöp” hâline getirebileceğinden, yatırım getirisinin (ROI) oldukça dalgalı olmasıdır. Hâl böyle olunca, birçok kişi ASIC makinelerinden çıkar sağlayan tek tarafın bu tür makinelerin üretimini ve dağıtımını yapan Çinli şirketler olduğunu ileri sürüyor.

ASIC’e Dirençli Coin’lerin Önleyici Mekanizması

ASIC’e dirençli coinler, bir ASIC makinesinin madencilik yeteneklerinden tam anlamıyla yararlanmasını zorlaştırmak üzere yapılandırılmış bir protokole ve algoritmaya sahiptir.

Aslına bakılırsa, ASIC makinesi gücünü çipteki birçok paralel ve ardışık iş parçacığından alır. Yani çip üzerinde çok fazla fiziksel alana gereksinim duyar. Algoritmanın alan sunmaması durumunda, ASIC de süreci hızlandıramaz hâle gelir ve verimlilik kaybı yaşar. Belirli durumlarda, ASIC kullanarak ASIC’e dirençli bir coin’in madenciliğinden elde edilen sonuç, bir CPU kullanarak yapılan madencilik işleminin sonucundan çok daha kötüdür.

Algoritmanın türü ne olursa olsun, ASIC makinelerinde her türlü coin’in madenciliğini yapmak üzere değişiklikler yapılabileceğini dikkate almakta yarar var. Benzer şekilde, algoritmada gereken değişikliklerin yapılmasıyla ASIC makinelerinin madencilik yapmasını engellemek de mümkündür. Ne olursa olsun, belirli bir coin’in madenciliğine yönelik hiçbir ASIC makinesinin olmaması veya bu makinelerin etkisiz olması durumunda da coin’in ASIC’e dirençli olduğundan bahsedebiliriz.

ASIC’e Dirençli Olma, Merkeziyetsizliğin Önünü Nasıl Açıyor?

ASIC’e dirençli coin’ler geliştirmek, kripto geliştiricilerinin öncelikleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Kriptoların merkeziyetsiz olmaya devam etmesini sağlamanın tek yolu budur. Konsepti daha iyi anlamak için öncelikle ASIC’lerin merkeziyetsizlik için tehlike teşkil etme nedenlerine yakından bakalım.

ASIC’lerin kripto madenciliğinde kullanılmaya başlamasından bu yana, kripto paraların merkeziyetsizliği hakkındaki tartışmalar artarak devam ediyor. Daha önce de değindiğimiz üzere, ASIC’ler yalnızca bir amaca hizmet eden, benzersiz olarak tasarlanmış devrelerdir. Konu kripto paralar olduğunda söz konusu tek amaç, diğerlerinin kullandıkları GPU’ları ve CPU’ları alt etmeleri amacıyla ASIC madencilerine yeterli bilgi işlem gücünü sunmak suretiyle kripto para madenciliği yapmak oluyor.

Sonuç kaçınılmaz: Tüm ağa yalnızca birkaç kuruluşun hatırı sayılır ölçüde hash gücü katkısı sunabiliyor olması, kripto madenciliğinde tekelleşmeyle sonuçlanıyor. Söz konusu devasa madencilik çiftlikleri bir tekel oluşturmakla kalmıyor, faaliyet gösterdiği kripto ağını adeta rehin alıyor. Çünkü güvenli kalmaya devam etmesini sağlamak üzere hash oranını sürdürmek için ağın birkaç büyük madencilik çiftliğine güvenmesi gerekiyor.

İşlerin ters gitmesi durumunda, ASIC’leri kullanan devasa madencilik çiftlikleri yüksek hash oranı yüzdesiyle belirli bir ağa katkıda bulunuyor olacak. Üç veya daha fazla büyük şirketin bir ortaklık kurması durumunda, tüm ağın kontrolünü ellerine almaları da mümkündür. Bunun nedeni, söz konusu büyük şirketlerin ASIC madencisi kullanmayan diğer tüm madencileri saf dışı bırakmaya yetecek kadar fazla hash oranı üretebiliyor olmalarıdır. Bu senaryo, birkaç kuruluşun blok zincirini merkezi hâle getirebilecekleri, “%51” saldırısı olarak da bilinen bir duruma yol açabilir.

Geride bıraktığımız birkaç yıl içerisinde birkaç kripto para birimi %51 saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Bitcoin SV, Verge ve Ethereum Classic bunlara örnek olarak sayılabilir. Bölümlerini yeniden yazmak veya işlemleri tersine çevirmek suretiyle tüm blok zincirinin kontrolünü birkaç grubun (teorik olarak) eline alabiliyor olması çok büyük bir sorundur.

İşte bu nedenle, ASIC’e dirençli madenciliğin teşvik edilmesi gerekiyor. ASIC’e dirençli teknolojinin kullanıma sunulmasının başlıca nedeni, dileyen herkese kripto kazabilme ve hash oranına katkıda bulunabilme şansı vermektir. ASIC’e dirençli madencilik, sıradan kişilerin sıradan makineler kullanarak ödülleri paylaşmalarını sağlamak suretiyle kripto ekosisteminin merkeziyetsiz kalmaya devam etmesini sağlıyor. Bu sayede tüm ağ, gücü elinde bulunduran birkaç kişinin/kurumun elinde oyuncak olmuyor. Esas itibarıyla, ASIC’lere milyonlar harcamasına gerek kalmadan herkes kripto madenciliğinden yararlanabilmeli.

ASIC’e dirençli coin’lerin neden mantıklı olduğu konusunda fikir sahibi olduğunuza göre, ASIC’e dirençli en popüler coin’lerden bazılarına kısaca değinerek devam edebiliriz. Şartlar eşit olsun diye tasarlanan ortam, ASIC’lerle madencilik yapan milyarlarca dolarlık şirketlerin hakimiyeti altında olduğundan, kripto madenciliğine yeni başlama niyetinde olanlar madencilik serüvenlerine aşağıdaki coin’ler ile madencilik yaparak başlamak isteyebilirler.

Sadece geleneksel madencilik yöntemlerini kullanarak madencilerin güzel ödüller kazanmalarını sağlayan birçok popüler kripto para birimi bulunuyor. Kısa değerlendirmelerimizi aşağıda bulabilirsiniz (her coin’in işlem sembolü parantez içerisinde yazılı):

 ETH, ASIC makinelerinin madencilik gücüne direnmek için tasarlanan 

, yalnızca madencilik amacıyla hash üretimi yaptığından CPU ve GPU madencilerini sürece dâhil eder. Madenciler kendi başlarına madencilik yapabilseler de düzenli blok ödülleri almak için genellikle bir havuza katılmayı da tercih edebilirler.

 Madenciler arasında popüler olan diğer bir blok zinciri ağı da Monero’dur. Benzeri olmayan 

 kullanır. Madenciliğin nispeten kolay olması nedeniyle, blok zinciri herhangi bir özel makineye gereksinim duymaz. ASIC’ler eskiden XMR kazmak için kullanılıyor olsalar da verimli değillerdir. Yani, Monero madenciliği için en verimli yöntemin hâlâ GPU madenciliği olduğunu söyleyebiliriz.

 Madencilik algoritması olan RandomSFX, Monero’nun algoritması olan RandomX’ten (yukarıda görebilirsiniz) esinlenerek geliştirilmiştir. Benzer tasarım özellikleri, CPU madenciliğini tercih eden dinamik zorluk ayarlamaları ile öne çıkıyor. Safex havuzunda birçok yöntem olduğundan, madenciler SFX kazmaya bayılırlar. Dilerseniz 

bir komut satırı arayüzünü dilerseniz de yazılım kullanarak madencilik yapabilirsiniz. Ayrıca, 

 tek başına madencilik yapanlar için son derece uygundur.

 Algoritmasında yapılan son değişiklikler sayesinde madenciler, coin’in madenciliğini yapmak için GPU’nun gücünü ve bilgi işlem yetkinliklerini kullanabilirler. KAWPOW adlı yeni madencilik algoritması kullanıcı dostudur ve RVN madenciliğiyle ilgilenen herkes için birçok fırsat sunar.

 Bu coin, RandomX (yukarıda görebilirsiniz) adlı 

 madencilik algoritmasını kullanır. XHV, ASIC madenciliği ekipmanlarına dirençli olacak şekilde tasarlanmıştır. İyi bir bilgisayara sahip olan herkes bu coin’in madenciliğini yapabilir. Ayrıca elektrik faturasından tasarruf edebiliyorsanız, kendisine benzer durumdaki coin’lerden genellikle iki veya üç kat daha fazla getiri sunduğundan, madenciliği yapılacak en kârlı para birimlerinden bir tanesidir.

 ETC, geleneksel Ethereum ağından sert çatallanma ile ayrılmıştır. 

bulunan Keccak256 algoritmasında yapılan yenilikler, coin’in ASIC makinelerine dirençli hâle gelmesini sağlamıştır. 3 GB’lık GPU’ları bile madencilik amaçları doğrultusunda kullanabilirsiniz.

 kullanır ve madenciliği en kolay yapılabilecek coin’ler arasında bulunur. Horizen’ın geliştirici ekibi, 2017 yılında yapılan lansmanından bu yana, madencilerin evden işlem yapabilmeleri adına projenin daha erişilebilir hâle gelmesini sağlamak üzere birçok değişiklik yaptı. Bu durum belki de madencilik ödülleri bakımından çeşitli Equihash coin’leri arasında en iyisi olarak düşünülme nedenlerinden biridir.

 VTC, son derece kullanıcı dostu olan bir coin’dir. Projenin geliştiricileri, Lyra2RE iş kanıtı (PoW) algoritmasının yalnızca CPU ve GPU’ları kullanarak evde madencilik yapan kişileri amaçlamasını sağlıyorlar. VTC de ASIC’e dirençlidir ve yeni başlayanlar arasında popülerdir. Bu popülerliğin nedeni, düzenli blok ödülleri almak üzere coin’leri kazmaya başlamak veya bir havuza katılmak için tek tıkla çalıştırabilecekleri bir madenci kullanabiliyor olmalarıdır. VTC madenciliği yapmak için bir ASIC madencilik makinesinin geliştirilmesi durumunda, geliştiricilerin ağı sert çatallanma ile ayırma planlarının da bulunduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Bu coin’den bazen Monero’nun light sürümü olarak bahsedilir. Tasarımın arkasında yatan fikir, çok daha az kaynak kullandığından, daha kolay kazılabilen ve saklanabilen mobil dostu bir alternatif sunmaktır. Sonuç olarak, ortaya 

protokolü temelli algoritma çıkmıştır. Bu algoritma, light olarak niteleyebileceğimiz nispeten düşük bilgi işlem gücüne sahip makineler için son derece uygundur.

Yukarıdaki liste kesinlikle tümünü içermiyor. ASIC’e dirençli daha birçok coin var. Ancak, nasıl ve nereden başlayacağınız konusunda bu liste size fikir verebilir.

ASIC’e Dirençli Coin’lerin Avantajları

Kendimizi bir madencinin yerine koyarak düşünelim. ASIC’e dirençli coin’ler sayesinde madenciler, ASIC donanımlarına boş yere binlerce dolar harcamak zorunda kalmadan evdeki bilgisayarlarını kullanarak fırsat eşitliği içerisinde kripto kazabiliyorlar.

Geliştiricinin bakış açısından bakarsak, ASIC’e dirençli teknoloji, kripto ekosistemini merkeziyetsiz hâlde tutmanın tek çözümüdür. ASIC makineleri olmadan, kripto asıl amacına hizmet etmeye devam edebilir. Bu asıl amacın, bir tekelin varlığı olmaksızın şeffaf bir finans ortamı oluşturmak olduğunu tekrar vurgulayalım.

Çevre ve teknolojiyi temel alarak düşünecek olursak, ASIC makineleri bir gün içerisinde milyonlarca kW/sa elektrik tüketiyor ve blok zincirinde istemedikleri değişiklikleri yapmaları konusunda geliştiricileri zorluyor. Ancak kW/sa cinsinden hash oranı ASIC direnci olmadığında CPU ve GPU madenciliğine nazaran daha düşük olduğundan, ASIC madenciliğinin daha verimli olması da tartışmaya açık bir durumdur.

ASIC’lerin kullanımı konusundaki tartışmalar artarak devam etse de ASIC sektörü hız kesmeden büyüyor. Günümüzde, gücünü sadece ASIC üretiminden alan üç ila dört büyük oyuncu bulunuyor. Coin geliştiricileri bu tür makinelerin kullanımını önlemek için değişiklik yapmaya devam ettikçe, ASIC şirketleri de boş durmuyor ve yapılan değişikliklere adapte oluyorlar. Durum bu hâliyle hiç bitmeyecek gibi görünen bir kedi-fare oyunu gibi görünüyor.

Madencilerin ödül almaları için bir teşvik olduğu sürece, kişiler ve şirketler kendilerine üstünlük sağlamak amacıyla teknoloji geliştirmeye devam edecekler. Bazı uzmanlar, sürekli değişen ve gelişen kripto ekosisteminde bir trendi temsil etmesinden dolayı kripto madenciliği yapmak için ASIC’leri kullanmanın sorun olmadığına inanıyorlar.

ASIC’lerin etkisi konusundaki tartışmalar bir yana, ASIC’lerin gerek adil hash oranı dağılımına gerekse kriptonun merkeziyetsizliğine yönelik bir tehdit oluşturduğunu neredeyse herkes kabul ediyor. ASIC’ler kullanılmaya devam ettikçe, evde madencilik yapanlar ile GPU madencileri saf dışı kalacak gibi görünüyor. Sıradan bir madenciye yönelik hiçbir teşvikin olmaması, merkeziyetsizlik amacından sonsuza kadar sapılmasıyla sonuçlanabilir.

What_Are_Asic_Resistant_Coins_1600x900.jpg

ASIC’e Dirençli Kripto Paralar Hangileridir?

 (DEX’ler) size tanıdık geliyor mu? DeFi topluluğu içerisindeki birçok kişi tarafından yaygın bir biçimde kullanılmalarına ve çoğunlukla güvenilmelerine rağmen, bu DEX’lerin başı yüksek gas ücretleri ve emirlerin gerçekleşmesi konusundaki zayıflıklarla dertte. Bunun nedeni, söz konusu 

 (AMM) diğer AMM’lerde bulunan verilerden yararlanamaması ve birlikte çalışabilirlik özelliğinden yoksun olmasıdır. Hâl böyle olunca, AMM’lerde kaçınılmaz bir sorun olan 

Neyse ki ApeX Protocol gibi istekli projeler, elastiklik boyutu eklemek suretiyle mevcut likidite modellerini değiştirmeye yöneliyorlar. Elastik Otomatik Piyasa Yapıcı (eAMM) adı verilen bu yaklaşım, sermaye verimliliğinin önemli ölçüde iyileştirilmesi ve her işlemin aynı bir spot işlem gibi gerçekleştirilmesiyle yepyeni bir işlem deneyimi sunuyor. ApeX Protocol ve yerel tokeni olan $APEX hakkında daha fazla bilgi almak ister misiniz? ApeX Protocol’ün artılarını, eksilerini ve gelecek vadeden diğer merkeziyetsiz işlem platformlarından nasıl ayrıldığını sizin için bu makalede ele alıyoruz. Ayrıca, ApeX Protocol’ün potansiyeline bakarak erkenden yatırım yapmak isteyen spekülatif yatırımcılar için $APEX tokenlerinin sağlam bir fırsat olup olmadığına da değineceğiz.

ApeX Protocol, herhangi bir token çifti için vadeli takas piyasalarının oluşturulmasına olanak sağlayan, merkeziyetsiz ve non-custodial vadeli işlemler protokolüdür. Kullanıcılar herhangi bir aracı olmadan doğrudan Ethereum blok zinciri üzerinde vadeli kripto işlemleri yaparken sınırsız esneklikten de yararlanabiliyorlar. Bu, kullanıcılar kendi özel anahtarlarının kontrollerini ellerinde bulundururken herhangi bir dayanak varlıkta piyasa oluşturabilmeleri sayesinde mümkün kılınıyor.

Mainnet’i üzerinde 28 Şubat 2022’de kullanıma sunulan ApeX Protocol, dikkatleri üzerine çekerek ilgi odağı hâline gelmeyi başardı. Ortalama bir yatırımcı için vadeli sözleşmelerin daha şeffaf olması gibi finansal enstrümanları daha kapsayıcı bir hâle getirme amacıyla ApeX Protocol, vadeli kripto piyasasında göze çarpan bir boşluğu doldurmaya yöneliyor. Dragonfly Capital Partners ve Tiger Global gibi büyük isimlerin bu 

projesine ön satış aşamasında girmelerine ve projeyi desteklemeye devam etmelerine şaşırmamak gerek.

ApeX Protocol sayesinde kullanıcılar şunları yapabilir:

Daha önce bahsettiğimiz üzere ApeX Protocol, AMM’lere yönelik benzersiz yaklaşımı sayesinde bir adım öne çıkıyor. ApeX Protocol de diğer birçok AMM gibi fiyat keşfi için 

 (Durağan Ürün Formülü) güvenmektedir. Elastik yapısı, piyasa koşullarına göre likidite arzını düzenlemek için kullanılan çeşitli on-chain algoritmalarından gelmektedir. Bir dizi yeniden taban fiyatlama mekanizması ile fonlama ücreti farklılıkları aracılığıyla ApeX Protocol, algoritmaya dayalı 

 gördüklerinize benzeyen dinamik bir fiyat endeksine ulaşır. Fiyat endeksleme ve sabitleme konusunda daha kapsamlı bir derinlemesine inceleme için resmî 

ApeX Protocol’de eAMM modelinin yanı sıra, popüler DeFi borsalarının birçoğunda görebileceğiniz sıradan Kilitli Toplam Değer (TVL) modeli yerine Protokol Kontrollü Değer (PCV) modeli kullanılır. TVL temelli DeFi protokolleri kârlı token dağıtımı ödülleri ve yüksek getirilerden dolayı oldukça büyük miktarlarda likiditeyi çekmeyi başarıyor olsa da bu durum uzun vadede sürdürülebilir değildir. Getiriler zamanla normalleşirken, getiri toplayıcıların fonlarını çekerek yüksek getiri sunan başka seçeneklerin arayışına girmeleri sonucunda likiditede düşüş meydana gelir. PCV modeli, akıllı sözleşmelerde bulunan tüm kilitli varlıklara protokolün sahip olmasını sağlayarak ve bu varlıkları kullanıcılar tarafından geri alınamaz hâle getirerek bu sorunu çözer. Bu sayede likidite sağlayıcılar likiditeyi toplu olarak kaldıramazlar ve vadeli sözleşme likiditesi korunur.

Kripto paralar ve alım-satım işlemleri hakkında her şeyi öğrenin

POPÜLER KATEGORİLER'E GÖZ AT